“`html
Karar yazarı Yıldıray Oğur, Almanya’nın Magdeburg şehrinde bir BMW ile 5 kişiyi canice öldüren ve 200’den fazla kişiyi yaralayan saldırganla ilgili dikkat çekici bir analizde bulundu. Oğur, “Kimse Almanya’ya derinlemesine entegre olmuş, ateist ve Batılı yaşam tarzıyla benimsemiş bir psikiyatrın böyle bir katliam yapabileceğini düşünmezdi.” şeklinde ifade etti. Suudi Arabistan kökenli saldırgan Taleb Abdulmohsen’in batıya uyum sağlayan, İslam karşıtı ve kendi ülkesine karşı derin bir nefret besleyen bir profil çizdiğine dikkat çeken Oğur, “Nefretin tek bir şekli yoktur. Her tür derin nefret, şiddeti doğurabilir. Kendi kimliğinden nefret etmek de son derece tehlikeli ve yıkıcı bir duygudur.” şeklinde uyarılarda bulundu.
Almanya’daki Noel pazarı saldırısında ölü sayısı 5’e ulaştı, yaralı sayısı ise 200’ü aşmış durumda.
Saldırganın 10 yıldır kullandığı sosyal medya hesabındaki paylaşımlarına bakıldığında, aşırı İslam karşıtlığı sergilediği ortaya çıkıyor. Oğur, “Bu nefret, aynı zamanda güçlü bir İsrail yanlılığını ve Siyonizm destekçiliğini de içeriyordu. Hamas’a yönelik ırkçı ve nefret dolu gönderiler paylaşmış.” dedi.
Abdulmohsen’in kendi kimliğine yönelik beslediği nefretin, Almanya’ya yöneldiğini ifade eden Yıldıray Oğur, “Türkiye’nin radikal modernleşme çabaları, bu tür profillerin oluşmasına zemin hazırladı. Türk modernleşmesinde dindarlık, köy ve taşra yaşam tarzı olarak dışlandığı için, şehirleşme süreci bu yaşam tarzından kurtulma arayışıyla şekillendi. Ancak bu, dinden tamamen uzaklaşma anlamına gelmiyor.” şeklinde vurguladı. Oğur’un köşe yazısından önemli noktalar şu şekilde:
“Bu aktif anti-İslam profilini aynı zamanda bir aktivizme dönüştürdü.”
“‘wearesaudis.net’ adlı bir platform kurarak, dini baskıdan kaçmak isteyen Suudi kadınların Batı’ya iltica etmelerine yardımcı olmaya başladı.”
“Batı medyası bu profilin üzerine hızla gitti. FAZ, BBC ve Skynews, onun bu çabalarını öven haberler yaparak 2019’dan 2022’ye kadar kendisiyle röportajlar gerçekleştirdi.”
BBC, bu internet sitesini ‘Suudi bir mülteci tarafından kuruldu’ olarak tanıttı, bu site eski Müslümanların Körfez ülkelerindeki zulümden kurtulmasına yardımcı oluyordu.
Ancak zamanla, bu radikalizmi ve aktivizmi; Müslüman ülkelerden gelen göçmenlere kapılarını açan Alman devletiyle ve kendi dindaşlarıyla, nefrete dönüştü. Angela Merkel’in Almanya’nın kapılarını Suriyelilere açtığı için öldürülmesi gerektiğini söyleyen ifadelerde bulundu:
“Almanya’da ölüm cezası yok, ancak Merkel Avrupa’yı İslamlaştırma niyetiyle hapse girmeli; eğer ölüm cezası geri gelir ise öldürülmeye layık.”
Profilinde Almanya’nın politikalarına karşı sert eleştiriler yapıyordu:
“Almanya, ülke içinde ve dışında Suudi mültecilere av konumunda.” , “Avrupa’yı İslamlaştırma kapsamında hareket ediyor.”, “Alman ulusu Sokrates’in öldürülmesinden sorumlu.”
Aralık 2023’te X sosyal medya platformunda Almanya’yı, Suudi mültecilere karşı uyguladığı baskılar nedeniyle suçladı:
“Size temin ederim ki, intikam mutlaka alınacak. Bu bedeli Almanya ödemek zorunda kalacak.”
Suudi Arabistan, birkaç kez sığınmacının iadesini talep etti. Ancak Almanya, bu talebi reddederek siyasi iltica hakkı tanıdı. Fakat toplumunda oluşan nefret, giderek artan bir düşmanlığa dönüştü.
Ve nihayet, Taleb Abdulmohsen bir BMW kiralayarak Noel pazarı katliamını gerçekleştirdi. Terör uzmanlarını bile şaşırtan bir profile sahipti; ne kadar entegre olmuş ve ateist gibi görünse de bir takım psikolojik derinliklerde radikal unsurlar taşıyordu.
Nefretin tek bir biçimi yoktur. Her zaman şiddet yolunu açar; kişinin kendi bilincinde yaşamış olduğu içsel nefret de tehlikeli bir durum çıkarır. Taleb Abdulmohsen gibi bireylerin profili, sıradan görünmemekte ve Avrupa’da pek çok örneği bulunmaktadır.
Aşırı sağcı İslam karşıtı figürlerden Ayan Hırsi gibi, yine kökeninden nefret eden Dilan Yeşilgöz, Cem Özdemir ve İngiliz Muhafazakar Parti’deki eski göçmen siyasetçiler akla gelen örneklerdir.
Kendi kimliğinden, toplumundan ve kültüründen uzaklaşma durumu birçok insan için tanıdık bir haldir. Türkiye’deki radikal modernleşme ve Batılılaşma süreçleri, bu tür davranışların ortaya çıkmasına yardımcı oldu.
Türk modernleşmesi çerçevesinde dindar bir yaşam tarzı, köyde ve taşrada bırakılması gereken geri bir durum olarak değerlendirildi. Ancak bu süreç, bireyleri dinden koparma aşamasına ulaşmadı.
Son günlerde İslam’ı ardında bırakan bazı bireylerin, ani sekülerleşme yaşaması ve radikalleşmenin getirdiği sorunlarla kamuoyuna katkıda bulunmamaları dikkat çekiyor.
Bununla birlikte, ani bir aydınlanma yaşayanlar için, sevinçle karşılanan ortamlar bulunmaktadır. Taleb Abdulmohsen de benzer mücadeleleri yaşamış biri olarak, Ortadoğu’daki dini baskılardan kaçan kadınlar için bir kurtarıcı olarak bağra basılmış, radikallik ve düşmanlık tümüyle yok sayılmıştır.
Sonuç olarak, nefretin hiçbir formunun masum olmadığını kabul etmek durumundayız. Hatta bazen bu nefretin içinde terörizm bile doğabiliyor.”
Kızıl Goncalar kamera arkası: Cüneyd, Hasna, Sadi Hüdayi Güneş ve Müyesser konuştu! |
Günün öne çıkan haberleri… TIKLAYIN – Cansu Çamlıbel röportajı | Ahmet Davutoğlu: AK Parti içinde toparlanmaya da AK Parti dışında alternatif toparlanmaya da varım, ‘Erdoğan sonrası’ her an olabilir TIKLAYIN – Kulis: AKP’de hesaplar değişti, Erdoğan’ın talimatıyla kongreler öne alınıyor TIKLAYIN – Araştırma: İstanbul’da 10 kiracıdan biri kirasını ödeyemedi, her iki vatandaştan biri porsiyon küçültmek zorunda kaldı TIKLAYIN – Spor yazarları, Galatasaray-Kayserispor maçını yorumladı: “Bu Galatasaray’ı kim durduracak” TIKLAYIN – Asgari ücret zammı bu hafta belli oluyor: İşte toplantı tarihi ve masadaki rakamlar TIKLAYIN – İPA Başkanı, il il paylaştı: Kentsel dönüşüm projelerinde verilen destek, ortalama kiranın ancak üçte birini karşılıyor! |
“`